Anatanrıça ve Meryem

Yazan Atheneris

Meryem'in tanrı ve yaratılmışların annesi olması sıfatı ile daha  önceki dönemlerde Anatanrıça'ya atfedilen özellikler pek tabii ki  birarada değerlendirilerek aralarındaki bağlantılara bakılabilir.

Kanonik inciller'den yalnızca Luka incilinde Meryem'in Tanrı'nın annesi olduğundan söz edilir.Meryem hamileliği sırasında vaftizci Yahya'ya hamile olan Elizabeth'i ziyarete gider, Meryem'in selamı karşısında Elizabeth'in karnındaki bebek sıçrayınca Elizabeth Meryem'e seslenir:

"Kadınlar arasında kutsanmış bulunuyorsun,rahminin ürünü de kutsanmıştır! Nasıl oldu da 'Rabbi'min annesi' yanıma geldi?" (Luka incili 1/42)

Ancak diğer üç İncil de göz önünde bulundurulduğunda,bu konuda görüş birliği yoktur ve daha sonra bu durum yoğun tartışmalara sebep olmuştur, buna geçmeden önce kanonik inciller hakkında kısa bir bilgi vermek doğru olur sanırım.

Meryem'le ilgili bilgi oldukça kısıtlı ve genelde aralarda hem de adıyla değil zamirlerle bahsedilmiştir. Bu konuda asıl bilgiyi bize "apokrif" yani gizli İnciller sağlamaktadır. Hıristiyanlık dendiğinde zaten yazılan İncillerden geleneğin kendisine kadar çoğu bilgi daha sonra toplanan konsiller, kilise babaları vs. aracılığıyla belirlenmiş ve yayılma alanlarındaki eski inançları yok etmek bir yana boyun eğerek kendini uyarlamayı seçmiştir. Bunların başlangıcı sayılan ve 321 yılında toplanan Ökümenik konsil, İznik'te bir araya gelerek teslis yani üçlemeyi resmi olarak kabul etti ve İncil karmaşasına son vermek için bugün geçerli olan 4 ana incili seçerek diğerlerini yasak ve geçersiz saydı. Gene de bugün tamamen ortadan kaldırılamamış olan o İncillerden çeşitli bilgiler edinmek mümkündür ki Meryem'in hayatı hakkında geniş bilgiyi de İsa'dan önceki dönemi anlattığı için "ön incil" adını alan "Küçük Yakup'un Ön İncili" denilen apokrif İncil vermektedir.

Dört İncil'de toplam olarak beş farklı Meryem'den söz edilir, diğerlerinden farklı olan Yuhanna İncil'indeyse çarmıha gerilme sırasında orada bulunan 3 Meryem vardır, biri İsa'nın annesi Meryem, diğeri kızkardeşi, Klopas'ın karısı Meryem ve Mecdelli Meryem.

"İsa'nın çarmıhının yanında ise annesi, teyzesi, Klopas'ın karısı Meryem ve Mecdelli Meryem duruyordu.İsa,annesiyle sevdiği öğrencinin yakınında durduğunu görünce annesine, "Anne,işte oğlun!" dedi. Sonra öğrenciye, "İşte, annen!" dedi. O andan itibaren bu öğrenci İsa'nın annesini kendi evine aldı." (Yuhanna İncili 19/25-27)

Oldukça tartışmalı bu bölüm,daha sonra yazarı Yuhanna'nın burada bahsedilen "İsa'nın sevdiği öğrenci" olarak Meryem'i yanına aldığı şeklinde kabul edilmiştir. Gene geleneğe göre, Yuhanna'nın Efes'e 67 yılında geldiği ve orada öldüğü kabul edilir, bu söylenceden Meryem'in de Efes'te bulunduğu ve burada öldüğü sonucu çıkarılmıştır ancak Efes bağlantısı bundan daha derindir ve 431 yılında toplanan 3. Efes konsili bu konuda daha belirleyici durumdadır. (Bu konsil Yuhanna'nın Efes'e geliş tarihini 37-48 arasına koyar ki tarihsel açıdan ve diğer veriler ışıgında daha uygun bir tarihtir.) Kudüs'te yaşayıp öldükleri de söylenir ki mümkündür ve bu konuda söylenenler genelde tevatürden ve gelenekten ibarettir.

Ancak Meryem’in kimliği ve sıfatıyla ilgili tartışma tekrar alevlenince, 431’de anlamlı bir şekilde Efes’te toplanan konsil, Meryem’i “Theotokos” yani “Tanrının annesi” olarak kutsadı. Aksini iddia eden Nestorius gibiler de sapkın ilan edildi . Açıkça görüldüğü gibi bu durum Efes’lilerin ve tüm Küçük Asya Akdeniz havzasının 1500 yıldan fazla süre boyunca inandığı Anatanrıça’ya Hıristiyan geleneğin verdiği bir ödün ve kabullenmeden başka bir şey değildi, Aziz Paul’un vaazları karşısında taşlanarak şehri terke zorlandığı Efes kenti gene inadından vazgeçmeyerek tam tersi yeni yayılan dini eskinin geleneğini kabule zorladı, başarılı da oldu.

İşte bu noktada ; Meryem artık neolitik çağdan bu yana süregelen Kubaba, Kibele yle başlayıp İştar, Hepat’la devam ederek Artemis’le doruk noktasına ulaşan inancın son halkası oldu. Hıristiyanlık Roma yoluyla Avrupa’da yayılmaya başladığındaysa Meryem kiliseyle bütünleşti ki bu durum eski anaerkil tapım alanlarına bu sefer Meryem adına Kathedral ve kiliselerin yapılmasıyla sonuçlandı. Öyle ki süslemelerde eski sembolizme rastlamak olasıdır, daha önce sık sık sözü edildiği üzere azizler tapımı ve günleri de eski inançtan devşirmedir. Bazı yerlerde tanrıçanın yüzleri olarak çoktanrılı dönemden kalan isimler azize ve azizler olarak kabul edildi, aynı şekilde çok ilginç olarak “black virgins” – siyah bakireler olarak bilinen oldukça ilginç Meryem tapımı Fransa ve doğu Avrupa’da ortaya çıktı. (Ara parantez girmek gerekirse Meryem’e verilen sıfatlardan biri olan ve İbranice'de genç kız anlamına gelen ‘almah’ sözcüğü her
nasılsa Yunanca'ya “bakire” diye çevrildi ve bu hata yüzyılların bakire Meryem mitosuna yol açarak olayın bambaşka bir kimliğe
bürünmesine yol açtı.)

Gene Anadolu’ya , Efes’e dönersek 1967 gibi oldukça modern ve geç bir çağda Meryem Ana’nın evi Vatikan tarafından sembolik olarak Efes’te kabul edildi .(Papa VI. Paulus’un aynı tarihteki ziyaretini,1979’da Papa Johannes Paulus II izledi.Bölge zaten 1892’de İzmir başpiskoposluğu tarafından hac yeri olarak kabul edilmişti.) Bu bölgenin Catherine Emmerich adlı Alman bir kadının gördüğü vizyonla alakalı olarak bulunması ve kutsanması apayrı ve ilginç bir hikayedir, evin bulundugu vadi olan “Arvilia” ise Artemis ‘in doğdugu yer kabul edilen “Bıldırcın ülkesi” Ortygia’da bulunur.Vadide tanrıça Artemis adına şenlikle yapılırdı ve pek çok adak eşyası vadinin aşağısında bulunmuştur. Pek çok yer Ortygia olarak adlandırılmış olsa da, bugün halen Meryem Ana evinin civarında olan antik Kenkreios suyunun (Şirince köyünde akan) varlığı pek çok uygun özellikle birlikte Artemis’in doğumuyla ilgili efsanenin verdiği ayrıntılara uymaktadır ve günümüzde de Meryem Ana adına kutsal kabul edilen bir sudur.

Sembolik olarak da Anatanrıça ve Meryem arasındaki ilişkiye girilebilir ve konu genişletilebilir, gerçekten de pek çok ilginç noktası
ve birbiriyle içiçe geçen bağlantıları mevcuttur.

 

Konuyla ilgili eserler veya yazarlar:

Kutsal Kitap-Eski ve Yeni Antlaşma

Küçük Yakup’un Ön İncili

Jean Markale

Azra Erhat

Reşit Ergener

Halikarnas Balıkçısı

Derman Bayladı

 

 

[Ana Sayfa ][Yazılar