|Ana Sayfa | Yazılar

Kozmik Doktrin

Yazan Dion Fortune

İngilizce'den tercüme eden Güneş Davenport

 

30. MERKEZİN ÇEKİMİ KANUNU 

Merkezin Çekimi Kanunu, Sevginin Gizemini içerir. Bu kanunu, Evrim, İnisiyasyon ve Tersine Evrim ('Sol Yol Evrimi') olmak üzere üç açıdan incelemek mümkündür: 


Evrim Açısından:

Bir yaşam formunun materyal organizasyonu en üst derecede kompleksliğe ulaştığında, daha yüksek bir planın prensiplerinin sentezi yoluyla birleşme başlar. Çeper yönündeki ark üzerinde 'nadir'e tekabül eden bu noktada fizik formun dağılması başlar. 

Bu konuyu biraz daha açalım: Yüksek derecede varlıklar tarafından geliştirilen yaşamsal fikirler, eterik alemde belli bir yaşam formu üzerine aktarılır ve kolay işlenebilen eterik maddeye şekil vererek yeni bir fiziksel formun iskeletini oluştururlar. 

Yaşamsal güçlerin maddesel form içinde sınırlanan döngüsel hareketlerinden bir dizi manyetik kuvvet doğar. Bu kuvvetlerin ortaya çıkmasıyla birlikte materyal form terk edilir ve kuvvet sistemleri eterik kalıp içinde varolmaya devam ederler. Böylece tezahür planında madde halinde başlayan bir fikir, kavramsal bir fikir haline dönüşmüş olur. 

Aynı sonucu veren pek çok farklı yöntem olabilir. Bu yöntemlerin her biri farklı bir fikir olarak başlasa da, sonuçta erişilen kavramsal fikir hepsinde aynıdır. Başka bir ifadeyle, başlangıçta çeşitlilik sergileyen fikirler, gelişmenin tamamlanmasıyla birlikte birliğe erişirler. 

'Bir', İlk Tezahür'ün veya Mutlak olanın sembolüdür. Çokluğu birliğe veya kompleks ve somut olanı yalın ve soyut olana indirgeme süreci, Merkeze yaklaşmayı ifade eder. Merkeze yaklaşmak, uzayda bir hareket değil, bir birleşme olgusudur. 

Şimdi, birleşme ile sadeleşme arasındaki farka dikkat edin: Birleşme evrimleşme, sadeleşme ise tersine evrim sonucunda ortaya çıkar. Birleşme sentezin, sadeleşme ise analizin en üst derecesini ifade eder. Biri bütünlüğe doğru gelişmeyi, diğeri ise başlangıca geri dönüşü simgeler. 

Bize evrimin amacının Merkeze Dönüş olduğu öğretilmiştir. Merkeze Dönüş, Merkezin sınırlarının genişlemesi ve her şeyi kapsaması anlamına gelir. Bu ise tüm planların ruhsallaşması demektir. 

Böyle bir kavram, hem 'form', hem de 'kuvvet' bazında değerlendirilebilir. Kuvvet, çeperden Merkeze doğru akar. Bunu karşılayabilmek için, Merkezden de dışarıya doğru bir akımın olması gerekir. Her planın maddesi, o planda mevcut kuvvetin çekilmesiyle birlikte, genişleme sürecindeki Merkezin tesiri altına girer ve yedinci planda görülen formlara benzer yeni bir form kazanır. 

Bir plandaki kuvvetin ayrılması 'Kozmik Gün'ün sonunu ve 'Kozmik gece'nin başlangıcını simgeler. Merkezin genişlemesi, hala insan İçin Bir sır olan Kozmik Gece'nin eseridir. 

Saf Ruhun Merkezden çepere doğru planlar boyunca akımı, Kozmik Gece İçinde gerçekleşir. Bu akımla birlikte, manyetik kuvvetlerin çevresinde yer alan temel formlar ruhla donanırlar. Ancak bu formlar henüz Reenkarnasyon prensibine ve dolayısıyla belleğe sahip olmadıkları için, Gerçek anlamda yaşamaya başlamazlar. Kozmik Gece'nin sonunda ruhsal dalgalar çekilerek yerlerini Kozmik şafağın boşluğuna bırakırlar. Ancak bu süreç içinde Kozmik Dalgalarla yıkanmış olan formlar, artık Kozmik güçlere uyum sağlamış ve tüm kötülüklerden arınmışlardır. 

İşte burada tasvir edilen, iki Kozmik Gün arasında maddenin temizlenmesi ve atalet kuvvetlerinin nötralize edilmesi projesidir. Atalet kuvvetlerinin köklerinin Sınırlılık Kanununda ve bu kanunun köklerinin de Kozmik Kötülük'te yattığı düşünülürse, 'Karanlığın Güçleri' ifadesinin taşıdığı anlam daha iyi anlaşılır. 

Okültizmin kavramsal içeriğini daha iyi değerlendirebilmek için şunu görmelisiniz ki, karanlık, alacakaranlığa ve şafağa, gün ışığı ise alacakaranlıktan geceye açılır. 'İyi' ve 'Kötü', bir tekerleğin dönerken geçtiği 'Işık' ve 'Gölge' alanları  olarak düşünülmelidir. 'Kötü'nün de 'İyi' kadar yapacağı iş vardır. 'Işığın Tanrısı' ve 'Karanlığın Tanrısı' basit bir ifadeyle, Tanrı'nın sağ ve sol ellerinin faaliyetleridir. 

Sağ el verir, sol el alır. Sağ, olacak olanı verir, sol olmuş olanı alır. Sağ tezahüre gönderir, sol geri çağırır. Ancak unutmayın ki, eğer Bir aynaya bakıyorsanız, sağı sol, solu sağ olarak tanımlamanız mümkündür. 

Merkezin çekimi dönüş Hattı üzerinde cereyan eder; ancak zamanından önce Etken olan bir çekim, yaşamın daha önceki bir aşamaya geri akmasına yol açabilir. Bu ise formsal gerilemeden önce yaşamın gerilemesi anlamına gelir. Böylesi bir yaşamsal gerilemede, hastalıklara yol açan bakteriler gibi çeşitli Parazitik varlık birimleri gelişir. Çürümüş organik maddelerle beslenen bazı yaşamsal birimler bu evrime ait değillerdir. bunlar, Tanrı'nın çöpçüleri sayılan 'Karanlığın Lordları'nın Hegemonyasında hizmet verirler. 

Buraya kadar anlatılanlardan anlaşılacağı üzere Merkeze Dönüş, bir Tezahür Gününün sona erme sürecidir. Gün ışığı kaybolmaya başladığında, Tezahür Etmemiş Olan'ın spiritüel karanlığı madde alemini kaplar. 'Işık' maddenin en dış çemberinden çekilirken, spiritüel tesirler de Ruh'un en iç çemberinden dışarıya doğru akmaya başlarlar. Bu süreç, Işık tamamen çekilinceye ve içiçe tezahür çemberleri tümüyle Karanlığın Suları (Burada, spiritüel barışı, saflığı ve yenilenmeyi ifade etmek için Seçilen bir isim) ile dolana kadar devam eder. Bu arada, Karanlığın suları yeni bir yaşam için hazırlanırken bir geçiş dönemi yaşanır. Bu sular, görünmeyen ve görünen birbiriyle tamamen kaynaşana kadar, Tezahür planları boyunca süzülürler. İşte bu noktada inisiyasyon olgusu Önem Kazanır. 


İnisiyasyon Açısından:

Evrimlerini tamamladıktan sonra Merkeze dönen varlıklar, Ruhun gölgesinin öncüleri olarak tekrar dışarıya doğru akmaya başlarlar. İşte Bunlar inisiyatörlerdir. Kendileri de önceki evrimlerin gelişmiş Varlıkları tarafından inisiye edilmiş ve böylece evrim yolculuklarını Başarıyla tamamlamışlardır. 

Herhangi bir planda inisiyasyon, ancak canlandıran sular o planın alıcı bilinçliligindeki çatlaklara, yarıklara tamamen nüfuz ettiğinde cereyan edebilir. Bu nedenle bu aşamada daha yüksek derecede bir Aydınlanma, ancak bedenin Dışında gerçekleşebilir; çünkü evrimin bu safhasında canlandıran sular henüz fiziksel plana ulaşmamışlardır. 


Tersine Evrim Açısından: 

Merkezin çekimi kanununu, üçüncü olarak ise, Tersine Evrim (veya Bilinçlilik bazında Sol Yol Evrimi) açısından inceleyeceğiz. 

Tersine Evrim herhangi bir formdan yaşamın çekilmesi ve formun dağılması anlamına gelir. yaşamın form içinde meydana getirdiği kuvvet sistemleri, yaşam çekildiğinde, eterik alt planlarda içi boş kabuklar misali kalırlar. Bu Kabuklar, Kozmik gece'nin Dalgalarıyla gelen canlandıran suları beklemeye koyulurlar. 

Ancak bazen, dönüş hattı üzerinde yolculuk ederken Merkezin Çekimini hissedecek kadar gelişmiş, ama içe dönüşü tam olarak gerçekleştiremedikleri için evrimlerini tamamlayamamış olan bazı Ruhlar, 'nadir'i geçmeden önce Merkeze yönelirler. Bunlar, yaşamın boşalttığı ve kozmik Gece'nin dalgasını bekleyen boş formların işgal ettiği planlardan geçmek durumunda kalırlar. Bu nedenle bu ruhlar, ilkel nitelikteki manyetik kuvvet sistemlerinden istifade etmeye meylederler. Eğer üzerinde derin düşünülürse, bu gerçek pek çok konuya açıklık getirecektir. 

Bu ruhlar fazlasıyla gelişip formlarını parçaladıktan sonra, Tersine evrim hattı boyunca yollarına devam ederler. ancak öyle bir noktaya erişirler ki, artık canlandırabilecekleri hiçbir form kalmamıştır. O Zaman organize edilmemiş elementlere ayrışırlar ve artık ne 'İyilik', ne de 'Kötülük' için bir potansiyel teşkil etmeleri söz konusu olamaz. İşte sol yol evrimi'nin hikayesi budur... 

Sağ Yol Evrimi ise, mükemmelliğe ulaşan yaşamın ayırıcı nitelik taşıyan formlardan çekilmesi, formların ifade ettiği prensiplerin sentezi, prensiplerin idealler olarak süptilleştirilmesi ve ideallerin Logos bilinçliliği aracılığıyla gerçekleştirilmesi aşamalarını içeren bir süreçtir. 

Görüleceği gibi evrimin özü birleşmedir. Birleştirici prensiplerin planlar üzerindeki tezahürü ise Sevgi'dir. İster somut zihnin planında entellektüel bir sempati, ister madde planında fiziksel birleşme biçiminde olsun, tüm yansımalarıyla Sevgi , Logos'un 'Bir' oluşunun sembolüdür. 

Evrimin amacı her şeyi 'Bir' kılmaktır ve tezahür planlarında bunu gerçekleştiren iki şey vardır: Ölüm ve Sevgi. Ölüm Sol Yol Evriminin, Sevgi ise Sağ Yol Evriminin bir tezahürüdür. Taşıdığı Sevgi anlayışı nasıl olursa olsun seven bir kişi, evrimin amacı olan birliğin bir tezahürünü oluşturuyor demektir. Tanrı, 'Bir'dir, Sevgi 'Bir'i oluşturur; 0 Halde 'Tanrı Sevgi'dir'. 

Sevgiyi ifade eden herkes, 'Bir' olan Ruh'u, tezahür planına yansıtır. Ayrı olmak, ölü olmak demektir. O halde Sevgi'yi seçin ve yaşayın...

[önceki][sonraki]  

|Ana Sayfa | Yazılar | Alternatif Linkler | Yabancı Linkler |