Altın Şafak Hermetik Cemiyeti

Diskur No. XVI

Gül Haç Cemiyetinin Tarihi

Yazan G.H. Aude (Dr. W.W. Westcott)

                 Çeviri: Gold Wyrm  

Copyright © 2003 hermetics.org

Gül Haç Cemiyetinin tarihi ile ilgili bahissin geçtiği 5o=6o İnisiyasyon Ritüeli’nin ilgili bölümünün açılış sözcükleri şöyledir: “Şunları bil ki, ey Aday, Gül ve Haç Örgütü çok eski zamanlardan beri varolmuştur ve Antikite, Mısır, Eleusis, Semendirek (Samothrace), Pers, Keldani ve Hindistan’ın farklı ıklarının inisiyasyonlarında nakledilen saklı bilgi ve mistik ayinlerinde aynı şekilde bu sırlar aziz tutulmuştur, ve böylece Kadim Çağların Gizli Bilgeliği gelecek kuşaklara miras olarak devredilmiştir.“

Bu beyandaki içerik, 5o=6o Derecesinin her üyesi tarafından yaşanır. Bir bakıma, bu konumda olan birisi gerçek ciddi Okült çalışma ve gelişimin eşiğinde de olsa, yine de mistik bilgimizin pekiştirildiği ustaca tarzı kaynağına takip etmek kolaylaşır ve sistemin temel bütünlüğü onu formüle eden Bilgeliği zarif bir şekilde ortaya çıkarır.

Herşeye karşın bizim için başlıca önemli olan, Ortaçağ Avrupası’na takdim tarzıdır. C.R. [Not: Gül Haç Cemiyetinin kurucusu Christian Rosenkreutz, K.M.], etrafına Ortaçağ Okültizminin en romantik geleneklerini toplayan büyük bir öncüdür. Tarih, bu emsalsiz kişinin gerçek ismini miras bırakmamıştır, C.R. besbelli mistik amaçlar için seçilmiş bir lakap yada takma isimdir.

1378’de doğumu ve 1484’de vefatı ile fiziksel varlığı görünüşte 106 senelik süredir. Batıdaki Okültizim reformasyonunu onun çaba ve gayretlerine atfedebiliriz. Soylu bir amaç ile ateşlenmiş ve ilahi enerjiler ile ruhunu donatmış olarak, Okült faydaya adanmış bir hayatın ideallerini  yaşayan biriydi. Eğer dünya bu meçhul kişilik hakkında hiçbirşey bilmeseydi, bunun az bir önemi olurdu, fakat Batı Okultizminin gelişimi açısından bunun azami önemi vardır ve burada ilerlediğiniz orantıda bu gözlemin tam ehemmiyetini belki de yalnız siz takdir edeceksiniz. Maceralı hayatının ilk yılları entelektüel ve okült çalışmalar ile geçti, bunun neticesinde (Avrupa dışında) "Cemiyetimizin mabetlerinin bulunduğu" çeşitli yerlerde bir inisiyasyonlar dizisi takip etti. Böylece "pratik uygulamanın daha genişlemiş üstyapısının dikileceği temeller kurulmuş" oldu ve o günlerin heyecanını ve ağır yükünü kendisi ile paylaşacak üç Frater seçerek Örgüt’ün kuruluşunu Avrupa’da tesir ettirdi. Aşina olduğunuz daha sonraki aktivitelerinin temel belirleyici nitelikleri ile şunu söylemek yeterlidir ki, Kurucumuz “odasına çekildiğinde” görevi tamamlanmıştı ve aramızdaki her üye sürekli bir minnettarlık borcu altına bu suretle yerleşmiştir.

Gül Haç Cemiyetinin tarihinde gözlemlenmiş üç önemli dönem vardır: Birincisi Protestan Reformu’ndan önce vefat eden Christian Rosycross’un [Christian Rosenkreutz] yaşam periyodu, ikincisi 1484’ten 1604’e kadar olan 120 yıllık sessizlik ve gizlilik periyodu, ve üçüncüsü bundan ve Reformasyondan sonraki periyod. Daha sonraki periyod müddetinde, Hücre'nin (R.C.'nin Mezar Odası) açılışı, "Fama Fraternitatis"in daha sonraki basımı için tarihsel temeli ve "Ulu Gül Haç Cemiyetinin Keşfi"nin, risale 1610 olarak tarihlendirilmesine karşın, 1614’te Cassel’de basımını şekillendirdi. Bu olayın o zamanın bilinen dünyasında muazzam etki ile şiddetli merak ve heyecanın görülmesine neden olmasında, Berlin Müzesi’nde varolan 600 risalenin lehinde yada aleyhinde olarak "Fama"nın açığa vurduğu gizli cemiyetin eleştirdiği belirtilirse daha iyi anlaşılabilir. 1614’te halkın dikkati ilk defa Cemiyete yöneldi ve binlercesi "Fama" tarafından sunulan davete karşı başvuruda bulundular, kabul edilenler içeriği saklı tutmak ile yükümlü tutuldular ve tekliflerine cevap alamayan daha büyük kısımdakiler ise onunla ilgili herşeyin bir hayal olduğunu düşündüler.1

İyice düşününce kolayca anlaşılacaktır ki, halen var olan İkinci Cemiyetteki talimat ile Ritüellerin düzen ve seremonisi, Hücrenin açılışından önce yürürlükte olanlar ile aynı değildir, çünkü  5o=6o Derecesinin temel sembolizmi esas olarak Hücrenin keşfi ve açılışı etrafında merkezlenir. Bunun neticesinde, söz açışken, yukarıda açıklanan daha önceki iki dönem, sırayla 6o=5o ve 7o=4o Derecelerine kıyaslama ile atfedilebilir. İlki, ölüm ve ciddiyetin bir derecesi olup, karanlığın emsal aşamasına gelindiğinde, sessiz çalışma ve meditasyon tipik durumu olarak telakki edilir. Sonraki ise, Adeptus Exemptus Derecesi, İlahi şeyleri kavrama kapasitesinde olan insan zekasının varoluşundan beri mevcut olduğundan hiç şüphemizin olmadığı Okült Felsefe yada Bilgelik Dini’nin yeni bir formülasyonu olan Gül Haç Cemiyetini kuran kişinin çok yüksek mevkisi ve kazandığı bilgisine ilişkindir.

Fama’da verilen Ezoterik tarihsel açıklama, 5o=6o İnisiyasyon Ritüel’inin içerdiği ile karşılaştırılınca çeşitli sayıdaki önemli ayrılıklar ve çelişkiler açıklık kazanmaktadırlar. Fama, genel halk için yazılmıştır ve bu yüzden de tam olarak doğru değildir. Fama’nın içine sokulan gizliliklerin örneklerine Hücrenin tarif edilmesinde rastlanır, burada belirtilen “Bu tamamen yedinci kısım (Hücrenin yedi duvarı, yendinci diğerleriyle aynı boyuttadır) ve iki heptagon [Not: yedi köşeli şekil, K.M.] için de açık ve ortadadır ki”, ve tekrar daha ileride “Her Kısım yada Duvar” kendi ayrı figür ve cümleleri ile on alana ayrılmıştır. "Her Kısım yada Duvar" bundan başka içinde birçok şeylerin, kitapların önceden söz edilen 120 yıllık uyku döneminin kapsamında olan 1493-1541 yıllarında yaşamış Paracelsus’un "Vocabularium"unun da bulunduğu) bir sandığa açılan kapıya sahip olarak sunulur. Bu besbelli bir bağdaşmazlıktır ve gerçekte o zamanın eleştirmenlerini hayal kırıklığına uğratmak için kasıtlı olarak gizlenmiş hale sokulmuştur (Eleştirmen çok nadiren yada hiçbir zaman bir Okultist olurdu. Toplumun ilgili kişileri dışlaması için bir risalenin basımına izin verildiğinde tereddüt etmeksizin kurnazca ona leke atarak gözler önünde kınanmış hale getirirler. Böylece bu tür insanların kalabalık bir kitle halinde girmeye teşebbüs etmeleri engellenmiş oldu). Akılda tutulması gerekir ki, Fama, o zaman yetkili olan Fraterlar (kardeşler, üyeler) tarafından basılan resmi bir manifestoydu. Müteakiben, basım sonrasında tırmanan büyük tahrik ve bilhassa Cemiyetin prensiplerinin temel muhafazakar Hıristiyan inancına aykırı olduğu iddiası yüzünden, Valentine Andreas tarafından (1615 yılında) basımı bir Ek ile birlikte "Confessio Fraternitatis R.C. ad Erudotos Europa" başlığı altında yetki verildi. Müşfik okuyucunun bulmasına etki etmek için; önsöz, bir ilan ile başlar; “Beyanımızın iç kısımlarında yer alan, sizi yeterli derecede cezbettiklerini göz önünde bulundurarak memnun etmeleri oranında arayabileceğiniz yada kıyaslayabileceğiniz, amaç ve maksadımızın 37 nedeni”. Bu noktada, ne içeriğin sınanması 37 nedeni açığa çıkarmaktadır, ne de İbrani Harfleri gizli manası görülebilecek bir kelimenin sayı biçimlerini temsil etmektedirler; fakat Temurah aracılığı ile, iki gizli ve anlamca yüksek kelime ortaya çıkarılabilir: bunlar LHB = 30+5+2 = Alev, Lux, Işık, Aydınlanma ve LGD = 30+3+4 = Cemiyet ya da ordu için.

Eatna’da ilginç olan Paracelsus’a bir diğer referans vardır: “Henüz bizim kardeşliğimizden biri olmamasına rağmen, keskin zekasını M Kibaını itinayla okuyarak yükseltmiştir“. Bu vakit Paracelsus; Wurtzburg Manastırı’nın Başı Spanheimli Johann Trithemius ve Solomon Trismosin tarafından eğitilmiştir. Ayrıca, Doğu’da da seyahat etmiştir ve Tartary’de [Not: Orta Asya'da- K.M.] mahpus olarak alıkonulur iken ( H.P.B.nin Tibet’teki inisiyasyonu ile kıyaslayın, inisiyasyonun çok benzeyen prensipleri öğretmesine karşın Paracelsus henüz bir Gül Haçlı değildi – Doğu’da aynı çizgide başka bir Tapınak bulmuştu) burada inisiye edilmiştir. Ayrıca Konstantinopl’da [Not: İstanbul'da-K.M.] Felsefe Taşı, Sigismund Fugger adlı birisinden aldığı söylenir.

Fama, bazı durumlarda tarihsel açıklama açısından yetersiz olmasına rağmen, ara sıra tefekküre verimli gereğinden fazla tasvirler içermektedir. Şöyle anlatılmaktadır: “Bir diğer sandıkta farklı meziyetlerde aynalar vardı, aynı zamanda başka yerlerde ise küçük ziller, [sürekli] yanan lambalar, ve başlıca mükemmellikte suni [Not: kayıt müziği?-K.M.] ilahiler…”. Sözü edilen şeylerden sonuncuları; tabii ki, Doğu’nun Mantramları, Carmina veya sihirli sözlerdir (ikantasyon) - İlahi İsimleri titreşimsel tarzda telaffuz etme talimatları .

Buna benzer olarak, birçok tartışmaya yol açan diğer Gül Haç yayını, yalnızca, "Hermetik Romantizmi" yada "Kimyevi Evlilik" adını taşıyan oldukça şaşırtıcı bir çalışmaydı. Anlamı tamamen alegorik ve zorlukla anlaşılırken, gelişigüzel okuyucu için karışıklıklar ile doludur. Bu sınıfta bir çalışma için tek söylenebilecek şey: “Bazen bir ışık yoluna koyulmuş öğrenciyi ansızın aydınlatır“ olduğudur. Yayın tarihi “Confessio Fraternitatis”in ortaya çıkışını takip eden sene olan 1616 idi.

Şunu belirtmeliyim ki, Fama’nın İngilizce bir çevirisi, 1652’de, Londra’da, Eugenius Philalthes  (Thomas Vaughan) tarafından yapıldı (bu sırada İngiltere'de Yüce Magus ya da bizim anlatım şeklimiz ile görevli Şef Üstad idi).

Sonuçta bana şunu işaret etmek kalıyor ki, İkinci Cemiyetin 5o=6o Derecesinin her üyesi için tarihsel öğe eşsiz bir ilgi alanı iken, ihtiva ettiği mistik sembolizm ile karşılaştırıldığında bunun kendi içinde daha az bir önemi vardır. 5o=6o İnisiyasyon Ritüel’inin kendisinin de teyit ettiği şekilde, 120 yılın başka referansları vardır. Bu, Darius’un kurduğu krallığın prenslerinin numarasıdır (ve Daniel, Kaldeliler (Keldanilerin) arasında bir Magus idi), anlamına dair başka bir ipucu bu numaraya nasıl ulaşıldığı hakkındaki imada yatmaktadır.

Bilhassa renklendirme farklı olduğundan 6o=5o Derecesi çoğumuzu ilgilendiriyor iken, 5o=6o Derecesinde özellikle Gökkuşağı Renkleri’nin sembolizmi örnek gösterilmektedir (en açık ve belirgin oldukları söylenebilecek bir renk dizisi). 7o=4o daha da geçmişe ilişkindir ve hatta daha gizemli bir sembolizme egemendir. 

 

--- İlave Notlar ---

Kardeşliğimiz bir araya geldiği zaman, selamın kadim şeklinin korunması özellikle arzu edilir, bunun neticesinde herkes birbirini “Ave Frater“ tarzında selamlar. Ötekiler “Roseae Rubeae“ cevabını verecek, bunun üzerine ilk kişi “et Aureae Crucis“ ile bitirecektir.

Aynı zamanda , konumunu [Not: Derecesi görevi vs. - K.M.] keşfedildikten sonra birisinin diğer kişiye “Benedictus Dominus Deus noster qui Dedit nobis signum “ (Haç ya da Mührü ortaya çıkarmak), kadim gelenektir. Bu son adete bütün resmi münasebetlerde ve özellikle birbirlerine aşina olmayan kardeşler karşılaştıklarında uyulmalıdır.

Bundan başka, üyelerin birbirlerine veda ederlerken Vale’in eski formülünü “Sub umbra alarum tuarum, Jehovah!“ ekleyerek kullanılmasına, bütün münasebetlerde çaba gösterilmesi için ricada bulunulmuştur.2

Yukarıda sözü edilen adetin etkisi, doğrudan doğruya, Kadim ve Şerefli Cemiyetin üyelerini her zaman birbirlerine bağlamak için hizmet eden psişik halkayı sürdürmektedir. Bu göz önüne alınırsa, yalnız bir adetten daha fazla bir şeydir.

Aşağıdaki güzel sözler bir mezar taşı üzerine oyulmuştu. En başta şunlar yazılıydı: ‘Granuin Pectaris IH SH VH insitum’ (Yehoşua'nın kalbine ekili bir çekirdek veya tohum) (Paulus'un dediği gibi Ruhsal bir bedende çalışacak Ruhsal Varlığın içinden kaçtığı yıpranmış beden, ta ki, tekrar deriye bürünmesi gerektiği ve başkalarını öğretmek ve rehberlik yapmak üzere tekrar indiği zamana dek), prototipimiz Frater C.R.C. anısına.  

Pater dilectissimies = Çok sevgili babamız!
Frater Suavissimus = Çok nazik kardeşimiz!
Preceptor fidelissimus = Çok sadık Öğretmenimiz!
Amicus integerrimus = En güçlü dost!

Eğer böyle bir kitabeyi layık olabilirsen, hayatınızı dünyaya yardım etmek ve başkalarını öğretmekle geçirdiğinizde, gerçekten iyi etmiş olursunuz. 


Notlar:

1)  Gizli bir loncanın öğrencileri tarafından  ani olarak basılan bir Manifesto, ve Okültizme halka yarı-açık bir inisiyasyon girişimi— aynı yakın tarihte, 1875’te Doğu Ekolü tarafından Hindistan’dan gönderilen bilgili kadın H.P.B. [Not: Madame Helena Petrovna Blavatsky -K.M.] tarafından benzeri nedenlerden yapılan girişim gibi — bir inisiye halka yarı-açık bir tanıtımla görevliydi — ayrıca, muhtemelen yayınlanmış isimleri tama isimler, lakap veya semboller olan bir gizli öğretmenler loncasından Ezoterik Öğreti'ye seçilmiş az sayıdaki kişinin kabulü.  

2) Hermes'in asası, etrafından Mısırın ikiz Yılanları dolandığı dağa tırmanışınızda size rehberlik edecek ve koruyacak bir asadır; Binah ve Hokmah kanatları üzerindeki Keter Tacında yatan kutsal Elması perdeler — Yüksek Sub umbra alarum tuarum; İlahi Bilgelikten tecelli eden ruhsal bir anlayışın ışınları altında, yüce İsim YHVH'teki Yükxsek ve Kutsal Güçlerin korunması ve yardımına güvenerek emniyete  olabilirsiniz.  

[Ana Sayfa ][Yazılar]