[Ana Sayfa ][Yazılar

 

-1-

"Uygulamadan ve ifade etmeden bilgi sahibi olmak, kıymetli taşları toplamak ve yığmak gibi boş ve saçma bir uğraştır. Bilgi servet gibi kullanılmak için yaratılmıştır. Kullanma Kanunu evrenseldir ve karşı gelenler doğal güçlere karşı gelmenin doğal sonucu olarak zarar görürler."

The Kybalion(1)

Giriş

Bu derslerin amacı herkese açık, çok yönlü kişisel gelişme çalışmaları sunmaktır. Buna yönelik felsefi, teorik ve pratik bilgiler sunulacaktır. Beden, Duygu, Zihin ve Ruh dörtlüsünün yan yana gelişmesine yönelik bir kaç sistemden faydalanılacaktır. Dersler herhangi bir sisteme bağlı değildir. Genel çerçeve Batı Ezoterizme dayanmakla beraber, en ileri uygulamaları ile doğu ezoterizmi de içermektedir ve çok farklı kaynaklardan oluşturularak dengeli bir gelişmeye amaçlanacaktır.

 

Sembollerle Çalışmak

Hermetik öğrencisinin öğrenmesi gereken ilk şey her türlü sembolle rahat çalışabilmektir. Kullanacağı sembollerin ezoterik ve okült ilintileri vardır. Bunların haricinde aklına herhangi bir şey gelmemesi gerekir. Bunları kullandığı herhangi bir aletle farksız görmelidir. Aynı ameliyat yapan bir cerrahın her türlü aleti ayrım yapmadan kullandığı gibi. Eğer eline aldığı her aleti kafasında oluşturduğu çağrışımlarla bağdaştırmaya kalkışsa hasta açısından vahim bir durum ortaya çıkar. Aynı objektiflik ve tarafsızlık Hermetik öğrenci için geçerlidir. Herhangi bir sembolü kullanırken, o sembole yüklenmiş duygusal içeriği değil, sembolün okült içeriğine erişmelidir. Duygusal yüklemeler bazı sembollerin bize çekici ve bazılarının itici gelmesine yol açmıştır. Duygusal yüklemeye tabii semboller arasından gamalı haç, haç, altı köşeli yıldız, beş köşeli yıldız, hilal vs. vardır. Ama aslında bütün bunlar ve nice başka sembol okülttür. Her biri belirli ezoterik kanunları betimler ve Hermetist tarafından gereğinde kullanılır. Hermetizm batıni ve kadimdir, kökleri tarih öncesine, ırkların, ulusların ve dinlerin daha henüz ayrışmadığı bir devire iner. Hermetik çalışmaların içeriği sosyo-politik, ekonomik, veya hukuki değerleri ancak dolaylı yola deyinir, ferdi ve grup gelişmeye yöneliktir, okült bilimlere dayanır. Dinlerin harici, zahiri yönleri değil, sadece evrensel gerçeklere dayanan ezoterik, batıni yönleri ilgi alanına girer.   

 

Pratik çalışmaların Önemi

Teorik ve nazari öğretiler bir süre insanı oyalayabilir, ancak ezoterik bir öğretinin en nihai şekli ve özü, öğretilerin günlük yaşama geçmesidir. Çünkü günlük yaşam gerçeklerle yüzleştiğimiz arenadır ve ezoterizm bize gerçeklerin arkasındaki mekanizmaları sunma iddiasındadır. Binlerce yıldır ezoterik okullar öğrencilerine yaşamın sırlarını çözmeye yönelik bir eğitim sunmuşlardır. Bu eğitimin amacı kişinin doğal gelişme sürecini hızlandırmak, potansiyellerini ortaya çıkarmak ve yeni melekeler geliştirmektir. Kısacası mükemmelliğe doğru adım atmak.   

Mükemmelliğe erişmek insana has bir özelliktir. İnsan zihinsel bir varlıktır. Yaşam felsefesi onu şekillendirir. Şaşkınlık sadece insana aittir. İnsanın aklı vardır dolayısıyla öğrenmeye ihtiyacı vardır. Onun en büyük öğretmeni de yaşamdır. Yaşamın yoğunluğu vardır, o da üç unsura bağlıdır: doğaya uyumlu olmamız, kendi iç özümüz ve evrendeki bütünselliğe açık olmamız.   


Vajra

Sağdaki resimde Tibet Tantrik Budizm'in belki de en önemli sembolü Vajra (Sanskritçe) gösterilmektedir. Tibetçe Dorje olarak bilinen bu sembolün birkaç ezoterik anlamı vardır. Vajra yenilmez ve muzaffer en yüksek ruhsal güçtür. Bu bağlamda Vajra elmasla bir tutulmakta, çünkü elmas saf ve berraktır, her şeyi keser, fakat hiçbir şeyle kesilemez. Bir Mahayana Budist metine göre: "... elmas gibi sert ve sivridir, her türlü gereksiz kavramları kesip atar ve kişiyi Aydınlanmanın karşı kıyısına vardırır." (2)

Vajra'nın üç bölümden oluşmuş olması, spiral içeren bir küre ve alta ve üste olmak üzere iki taçtan oluşmuş bir asa oluşu bizim açımızdan anlamlıdır. Taç mutlak iktidarın sembolüdür. Ters yönde giden bu iki taç evrendeki zıt güçlerin sembolüdür. Yukarı bakan taç erkek, aşağı bana taç dişi unsurudur. Yorumumuz şudur: orta küre saf şuur, bilinç, özdür. Buradaki spiral hareket içten dışa ve dıştan içe hareket gösterir. Yukarıya bakan taç, taç çakranın sembolüdür ve kozmik bilinci simgeler. Aşağı bakan taç doğa, toprak ana, yeryüzüdür. Bu üç unsurdan her birinin kendine has enerji ve sahaları vardır. 

Birçok öğreti, bu üç unsurdan biri üzerinde veya ikisi üzerine yoğunlaşır. Bu üç unsuru kısaca şöyle tanımlayabiliriz: Ruh, Madde ve İnsan/Şuur. Dünyada hemen hemen bütün öğretiler bu üç unsuru taşır, ama pek azı onu dengeli bir şekilde barındırır. Örneğin bazı mistik öğretiler sadece ruhsallığa yöneliktir. Bu tür sistemlerde genelde kadınlar dışlanır ve erkek egemendir. Hatta uç vakalarda kadınların ruhu yoktur gibi doktrinler bile ortaya atıldığı görülmüştür. Bunun sebebi kadında doğa unsurunun daha hakim olması ve salt ruhsal bir anlayışa kolay kolay sürüklenemez. Bu tür sistemler aslında yanlıştır, çünkü maddeye sırt çevirmek çözüm değildir. Ancak modern toplumda maddesellik maddeciliğe yol açmıştır, o da doğru değil. Diğer yandan, Şamanizmde madde unsurunun arkasında ruhsal güce yönlenilmiştir, doğa ana diye yerküresine huşu ile bakılmıştır. Doğayı kutsal olarak görmüştür. İşte zamanla biz bu anlayışı kaybetmişiz. Doğadan uzaklaşmamız çok vahim bir durumdur ve okült çalışmalarda başarı sağlamamızın yolu doğaya tekrar yaklaşmamızla olacaktır. Doğa sevgisini içimizde beslersek yol adeta kendiliğinden açılır. Böylesi olmadan gelişme kaydetmemiz mümkün değildir. Aslında, iki unsurun, madde ve ruhun dengelenmesi gerekir ve aynı anda şuur gelişmelidir. Ancak bütünsel bir öğreti her üç unsuru kapsar. Bu kavrama daha sonra zaman zaman döneceğiz.  

      

Kişisel Gelişmede İlk Adım: Öğrenmeye Açık Olmak 

Doğada yaşam türleri belirli bir homojenlik arz ederler. Belirli hayvan türleri hemcinsleri ile aynı davranışları sergilerler, çünkü aynı içgüdüleri paylaşırlar. Oysa, daha karmaşık, daha yüksek davranış, duygu ve düşünce organ ve yetilerine sahip olan insanların hiçbiri birbirine benzemez. Herkes adeta farklı bir yaratık türü gibidir. Bir yandan bazı insanlar muhteşem sanat eserleri yaratırken, diğer bazı kişiler suça yönelmiştir. Bir yandan bazı insanlar bir ilke için yaşamlarına feda ederken, diğer yandan bazı insanlar küçücük hesaplar için sürekli insanları hırpalarlar ve harcarlar. Hayvanların böyle dertleri yok, onlar için ne ıslahevi, ne hapishane, ne de akıl hastanesi gerekiyor. Onlar doğal olmayı içgüdüsel olarak bilmekte.         

Öyleyse, insanı farklı kılan nedir? İnsan beyni ve aklı hayvanlara nazaran o denli gelişmiş ki, yaşamı o denli karmaşık ki, sürekli öğrenmek zorunda. Bir dehayı farklı kılan nedir? Genetik yapısı mı? Hiç sanmıyoruz... belki biraz. Çırak ustadan öğrenir virtüöz olur. Sokrates Platonu yetiştirir, Platon Aristo'yu yetiştirir ve Aristo Büyük İskender'i yetiştirir, her biri birer deha, ama dehalıklarını meşale gibi taşıyarak yanındakileri aydınlatmışlardır, dehalık bulaşıcıdır. Potansiyel olarak herkes dehadır. Potansiyel olarak bizde daha ne yetenekler var. 

Bu derslerde birlikte potansiyellerimizi keşfedeceğiz. Yeni yetenekler elde etmeye çalışacağız ve mevcut olanları geliştireceğiz. Bütün bunları birlikte yapacağız. Bu yolculukta hoca, öğrenci yoktur, hepimiz öğrenciyiz. Bu hem interaktif, hem de yaratıcı bir çalışma olacaktır. Çalışmanın yükü sizin omzunuzda olacaktır, biz sadece zaman zaman kılavuzluk edeceğiz, ancak kaptan düğmeni sizde olacak. Arada bir, bazı bilgiler sunacağız ancak bunları kullanıp kullanmama sizin elinizde olacak. Başka türlü olmaz. Aslında hem mürşit, hem de mürit siziniz.  

Kazanacağımız ilk yeti öğrenmeye açık olmaktır. Yaşantımız ne olursa olsun her gün bir şeyler öğrenmeyi, her yaşadığımız şeyde ders çıkarma, kendimizi incelemeyi adet haline getirmeliyiz. Bilgi kaynaklardan en iyilerden biri yaratıcı düşüncedir. Yaratıcı düşünmek için öğrendiklerinizi bir kenara bırakıp her şeyi olduğu gibi görmeye çalışmamız gerekir. Her şeye taze bir bakışla yeniden değerlendirmek anlamına gelir. Eğer içsel özgürlüğe sahipsek bu zor olmayacaktır. Dolayısıyla içsel özgürlük kazanacağımız diğer bir yeti olacaktır. Sonrada kendimizi tanımamız gerekiyor. Bu eski misterlerde en önemli şey olarak görülmektedir. Delphi Tapınağın girişinde "Gothnea Seaton" diye bir tabela asılıydı. Bunun anlamı "Kendini Tanı". Kendimizi tanımak ilk adımımız olacaktır. Kendimizi tanıdıktan sonra eksiklerimizi tamamlamak üzere harekette geçmek gerekir. Burada değişiklik yaratmak gelir. Kendimize içsel aynada baktığımız zaman zayıf ve güçlü taraflarımızı, olumlu ve olumsuz taraflarımızı görebiliriz. Olumlu taraflarımızı geliştirmemiz ve olumsuz taraflarımızı bertaraf etmemiz gerekir, zayıf taraflarımızı güçlendirmemiz gerekir. Bu kolay bir iş değil, zaman ister, çalışmak ister. Dolayısıyla çalışmak üzerine de durucağız. Çalışmadan önce hangi yöntemin etkili olacağı ve bize uygun olacağı üzerinde durmamız gerekir. Ondan sonra önümüzdeki günler için bir çalışma programı geliştirmemiz gerekir ve onu aksatmadan yürürlüğe koymamız gerekir.   

 


ÇALIŞMA - 1

   

Birinci çalışmamız olarak Çekoslovak asılı Hermetik majisyen Franz Bardon'un (1909-1958) geliştirdiği ve "Initiation into Hermetics" ("Hermetik Çalışmalara Giriş")(3) kitabından açıkladığı alıştırmaları vereceğiz. Franz Bardon kitaplarında bir okült cemiyeti veya kişisel mürşidin yardımı olmadan herkesin tek başına uygulayacağı bir gelişme programı sunmaya çalışmıştır. Aşağıdaki çalışmaları Franz Bardon'un kaleminden aktarıyorum:

"Şimdi inisiyasonun pratik tarafına gelelim. Her zaman beden, ruh ve zihnin birlikte talim görmeleri gerektiğini aklımızda tutmamız gerekir, yoksa majikal denge sağlamak imkansız olur. Kitabımın teorik tarafında tek taraflı talimin olası tehlikelerine dikkat çekmiştim. Gelişmeyi aceleye getirmek önerilmez, çünkü her şeyin zamana ihtiyacı vardır. Sabır, sebat ve azim bu gelişmenin temel dayanaklarıdır. Gelişmenin içerdiği acılar fazlasıyla mükafatlandırılacaktır. Majikal yola girecek kişi düzenli çalışmayı kutsal görevi olarak görmelidir. Hemcinslerine karşı nazik, cömert ve toleranslı olmalı, ama kendisine karşı sert ve metanetli olmalıdır. Maji'de başarı sadece böyle bir tavırdan sonra ortaya çıkabilir. Eleştirisel olmaktan kaçınınız, önce kendinizi denetleyiniz. Hiç kimsenin özel alanınıza bakmasına izin vermeyiniz. Majisyen her zaman yolu, yükselişi ve başarısı konusunda ketumdur. Bu sessizlik en yüksek güçleri bağışlar ve bu şartı ne denli eksiksiz olarak yerine getirilirse, güçlere erişmek o denli kolay olacaktır. Mümkün olduğu kadar fazla zamanınızı kendinizi geliştirmeye veriniz. Saatlerce başıboş çevrelerde bira içerek geçirmek tamamen yararsızdır. Zaman su gibi akıp gider ve bir daha geri gelmez. Çalışmalar için belirli bir sabit zaman ayrılmalıdır, ama buna her zaman dakik olarak uymak şart değildir, ama ancak kaçınılmaz durumlarda bu istisnalara yer verilmelidir. İnsan alışkınlıklara tabidir ve alıştırmalar için belirli bir rutin alıştıktan sonra bunları yapmak içinden gelir ve zorunlu hisseder. Nasıl yemek yemek, içmek ve uyumak gibi yaşamların gerekleri yerine getiriliyorsa, alışkanlık haline gelen alıştırmalar için de öyle olması gerekir. Bu başarı sağlamanın yegane yoludur. Diretme olmadan ödül yoktur. Amacım talimleri en meşgul insanların yapabileceği şekilde hazırlamaktır. Elinde çok zamanı olan kişi bir veya birkaç alıştırmayı birden yapabilir.                       

 

"Majikal Zihinsel Talim

"Düşünce kontrolü, düşünceleri disiplin etmek ve hakim olmak

"Rahat bir koltukta oturun veya bir divanda uzanın. Bedenin tamamını gevşetiniz. Gözlerinizi kapatınız ve düşünce akışınızı beş dakikalık bir süre için izleyiniz ve muhafaza etmeye çalışınız. İlk başta günlük olaylar ve mesleki endişeler vs. ile ilgili bir yığın düşüncelerin kafanızı doldurduğunu fark edeceksiniz. Bu düşüncelere karşı sessiz, serbest ve bağımsız bir izleyici rolünü alınız. O sıradaki zihinsel halinize göre bu çalışma ya kolay, ya da zor olacaktır. Önemli nokta kendiniz unutmamanız ve düşünce akış zincirini kaçırmamanızdır, ama dikkatli bir şekilde izlemenizdir. Bu çalışmayı yaparken uykuya dalmamaya çalışınız. Eğer kendiniz yorgun hissetmeye başlıyorsanız, hemen durun ve çalışmayı başka bir zamana erteleyiniz. Örneğin, Hintliler yüzlerine soğuk su serperler ve yüz ve göğüslerine soğuk su ovarlar, böylece zindeliklerini tazeleyip kıymetli zaman kaybetmezler. Başlamadan önce alınan derin soluklar da yorgunluk ve uyuşukluğu kaldırmaya yarar. Zamanla her öğrenci böyle kendi kendine böyle yöntemler bulacaktır. Düşünceleri kontrol etme alıştırmaları sabah ve akşam yapılmalıdır. Her gün bir dakika daha artırılmalıdır ve düşünce akışı en ufak bir sapma olmadan izlenmeli ve bir hafta sonra en az 10 dakikalık bir süreye çıkarılabilmelidir. 

"Bu zaman süresi orta hali bir insan için geçerlidir. Eğer yetersiz bulunursa kişisel beceriye göre uzatılmalıdır. Her şekilde, çok bilinçli bir şekilde sürdürülmelidir, çünkü gelişmeyi acele getirmekte hiç fayda yoktur. Bu çalışmada da tam kontrol sağlanmadıkça hiç bir şekilde sonraki çalışmalara geçmeyiniz.  

"Bilinçli öğrenci anlayacaktır ki, ilk başta düşünceler çok hızlı bir şekilde önünden geçecek ve bu durumda karmaşık düşünceleri hatırlamakta zorluk çekecektir, ancak bir süre sonra alıştırmalarda düşünceler daha düzenli bir şekil alacak, giderek kontrol altına girecek ve sonunda az sayıda düşünceler sanki uzaktan geliyorlarmış gibi bilincinde belirlenecektir.

"Bu düşünce kontrol işine yoğun bir dikkat verilmelidir, çünkü çalışmaya katılan herkesin sonradan anlayacağı gibi majikal gelişmede çok büyük bir önem arz eder. 

"Bu düşünce kontrol çalışması sonu kadar uygulandıktan sonra ve tam hakimiyet sağlandıktan sonra, zihinsel talime geçebiliriz. 

"Şimdiye dek, düşüncelerimiz kontrol etmeye öğrendik, bundan sonraki alıştırmada zihnimize ısrarla müdahale eden istenilmeyen düşüncelere yer vermemeye öğreneceğiz. Örneğin evimizin mahremliğine ve ailemize işten döndüğümüzde artık profesyonel ilerimiz ve endişelerimiz konusunda kafamızı yormamız gerekir. Özel yaşamımızla ilgili olmayan bütün düşüncelerimiz bir kenara bırakabilmeliyiz ve anında farklı bir kişiliğe bürünebilmeliyiz. Ayrıca işte tamamen tersini yapabilmemiz gerekir, işimizde bütün düşüncelerimizi işe vermeliyiz ve başka bir yöne, örneğin evimize, özel işlerimize vs. sapmasına izin vermemeliyiz. Bu bir alışkanlık haline gelinceye dek sürekli olarak işlenmelidir. Her şeyden önce, ister profesyonel yaşamımızda olsun, isterse de özel yaşamımızda olsun, tam bir bilinçlilikle elimizdeki her işi, ister büyük, ister küçük olsun,  başarmaya kendimizi alıştırmalıyız. Bu çalışma yaşam boyu sürdürülmelidir, çünkü zihni, bilinci ve hafızayı keskinleştirir.

"Bu alıştırmada belirli bir beceri kazandıktan sonra, sonraki çalışmaya başlayabilirsiniz. Bu çalışmanın amacı belirli bir düşünce veya fikir uzun süre devam ettirip müdahale eden diğer düşünceleri dışlamaktır. Bu çalışma için herhangi bir düşünce, fikir veya kişisel tercihe göre uygun bir konu seçiniz. Bütün gücünüzle bu konuyu zihninizde tutunuz. çalışma ile ilgisi olmayan bütün diğer düşünceleri sert bir şekilde reddediniz. İlk başta olasılıkla sadece bir kaç saniye olarak bunu becerebileceksiniz, daha sonra bu bir kaç dakikaya uzayacaktır. Tek bir düşünce üzerinde en az 10 dakika sürekli yoğunlaşabilmeniz gerekir.

"Eğer bunu başarabilirseniz, yeni bir çalışmaya hazır olursunuz. Şimdi zihnimizde tam bir boşluk hali yaratabilmemiz gerekir. Bir yatak, divan yatınız veya rahat bir koltukta oturunuz ve tüm bedeninizi gevşetiniz. Gözlerinizi kapatınız. Zihnimizde oluşan bütün düşünceleri yoğun bir şekilde dışlayınız. Şimdi bu boşluk halini sapmadan veya unutmadan sürdürün. İlk başta bunu sadece bir kaç saniye için becereceksiniz, ama sürekli çalışırsanız bunu da başarırsınız. Bu çalışmanın amacına hiç kontrolü kaybetmeden ve uyumadan 10 dakika sürdürüldükten sonra ulaşılmış olur.

"Başarılarınız, başarısızlıklarınız, çalışmaların sürelerini ve rahatsızlıklarınızı dikkatli bir şeklide bir deftere kaydediniz. böyle bir defter gelişmenizi kontrol etmek açısından yararlı olacaktır. Buna ne kadar dikkatinizi verirseniz diğer çalışmaları o denli kolay yaparsınız. Gelecek gün veya haftalar için bir çalışma çizelgesi hazırlayınız ve her şeyden önemlisi kendiniz eleştiriniz.     

"Majikal Psişik Talim

"Tefekkür veya Kendini Tanıma

"Kendi evimizi, yani fiziki ve astral bedenimizi iyicene tanımamız gerekir. Dolayısıyla, ilk işimiz kendimizi tanımak olacaktır. Her inisiyasyon sistemde, hangi türden olursa olsun, ilk şart mutlaka bu olacaktır. Kendini tanımadan yüksek seviyede gerçek tekamül olamaz. 

"Psişik talimin ilk günlerinde, tefekkür veya kendini tanımanın pratik taraflarıyla ilgilenelim. Bir majikal günlük hazırlayınız ve aklınıza gelen bütün kötü taraflarınızı ona kaydedin. Bu günlük sadece sizin kullanımız içindir ve başka kimseye gösterilmemelidir. O sizin kontrol kitabınızdır. Başarısızlık, alışkanlık, ihtiraslar, temel dürtüler ve diğer çirkin huylarınızın oto-kontrolünde kendinize karşı sert ve acımasız bir tavır almanız gerekir. Hiç bir şekilde zaaf ve eksikliklerinize taviz vermeyiniz. Sakin bir tefekkürle kendinizi geçmişinizde değişik durumlarda düşünün, o zaman nasıl davrandığınızı ve ne tür hatta ve zaaflar gösterdiğinizi hatırlayınız. Bütün zaaflarınızı en ufak nüans ve çeşitliğine dek not ediniz. Ne denli fazla şey keşfederseniz sizin için o denli iyidir. her ne denli önemsiz veya ufak gibi gelse de hiçbir şey saklı ve gizli kalmamalıdır. Bazı yetenekli müritler en ufak ton farkına dek yüzlerce zaafını bulabilmişlerdir. Böyle müritler iyi tefekkür yetenekleri ve kendi ruhlarına derin erişime sahiptirler. Ruhunuzu temizleyiniz, içindeki bütün tozları atın.    

"Kendini analiz etme en önemli majikal ön talimlerden biridir. Bir çok okült sistem onu ihmal etmiştir ve bundan dolayı iyi sonuçlar elde edememişlerdir. Psişik ön çalışmalar majikal dengeyi sağlamak açısından elzemdir ve onsuz düzenli bir gelişme düşünülemez. Dolayısıyla, sabah ve akşamları kendinizi eleştirmeye yönelik biraz zaman ayırmanız gerekir. Eğer gündüzleri elinizde biraz boş zaman varsa, onlardan faydalanın ve bir yerlerde halen saklı kusurlarınız olup olmadığı konusunda kendinizi yoğun düşünceye veriniz, eğer aklınıza gelen olursa unutmamak için derhal not ederek kaydediniz.

"Eğer bir hafta içinde bütün kusurlarınızı keşfetmeye başaramıyorsanız, tam bir liste çıkarıncaya dek bir hafta daha sarf ediniz. Bu çalışmayı bir veya iki haftada tamamladıktan sonra, yeni bir çalışmaya başlama noktasına gelmiş durumundasınız. Şimdi yoğun düşünceyle her bir kusuru dört elementten birine atfediniz. Günlüğünüzde her element altında birer sütun açınız ve kusurlarınızı uygun element altında giriniz. Bazı kusurlarınız konusunda tam olarak hangi element altında gireceğe konusunda emin olmayabilirsiniz. Bunları "Belirsiz" başlığı altında kaydettiniz. Bundan sonraki çalışmada kusurun hangi elemente bağlı olduğunu belirleyebileceksiniz.

"Örneğin, kıskançlık, nefret, kin, öfke ateş elementine; havailik, hava atmak, dedikoduculuk, kibir, yüzsüzlük, israfçılık hava elementine; ilgisizlik, dalgınlık, tembellik; ihmalkarlık, soğukluk, uysallık, küstahlık, utangaçlık, uyuşukluk, istikrarsızlık su elementine; haylazlık, vicdansızlık, depresyon, düzensizlik, şuursuzluk, ağırlık, kasvet, durgunluk toprak elementine.                            

"Önünüzdeki haftada her bir sütun üzerinde tefekkür ederek üç gruba ayırın. İlk grupta özellikle sizi en çok etkileyen ve en sık tekrarlanan olmak üzere en güçlü zaaflarınızı kaydettiniz. İkinci grup, daha seyrek tekrarlanan kusurlar olacaktır. Son gruba ender gözüken kusurlarınızı kaydettiniz. "Belirsiz" kusurlar sütunu için aynı sınıflandırmayı yapınız. Bunun üzerine her zaman dikkatli ve şuurlu bir şekilde çalışınız, deyecektir.  

"Şimdi bu uygulamayı aynı şekilde iyi huy ve özellikleriniz için tekrarlayınız ve defterinizde her bir element altında uygun huy ve özelliği kaydettiniz. Ayrıca üç gruba ayırmayı da unutmayınız. Dolayısıyla, canlılık, heves, metanet, cesaret, metinlik ateş elementine; sevinç, nezaket, maharet, çalışkanlık, iyimserlik hava elementine, şefkat, merhamet, incelik, duyarlılık, şevk, soğukkanlılık, sakinlik su elementine; saygı, dayanıklılık, titizlik, sorumluluk, dürüstlük toprak elementine.               

"Böyle yapmakla astral psiko-aynalar elde etmiş olursunuz, siyah aynanız kötü huy ve özelliklerinizi gösterir ve beyaz aynanız iyi ve asil huy ve özelliklerinizi gösterir. Bu iki majikal ayna doğruyu gösteren gizli aynalardır ve sadece içine sadece sahipleri bakabilir. Tekrarlayım ki, bu aynaların sahipleri bunları çok dikkatli ve itmamlı bir şekilde hazırlamalıdır. Eğer bu sürede herhangi iyi veya kötü özelliği hatırlarsa, onu da kaydedebilir. Bu iki sihirli kara veya ak aynayla hangi elementin hakim olduğunu anında görebilecektir. Bu tanımlama majikal dengeyi sağlamak açısından son derece gereklidir ve tekamül ona bağlıdır.           

 

         

Kaynakça

1) The Kybalion, Hermetic Philosophy, Three Initiates, Yogi Publications, 1930 (E-kitap için sitemizin İngilizce bölümünde Library'den arayınız)

2) Foundations of Tibetan Mysticism - Lama Govinda, Rider & Co., London,  1962

3) Initiation into Hermetics, A Course of Instructions in ten Stages - Theory and Practice, Franz Bardon, Osiris-Verlag, Almanya, 1962

 

[Ana Sayfa ][Yazılar