[Ana Sayfa ][Yazılar

Mistik Kabala

yazan Dion Fortune

Çeviri Murat Sağlam

Hermes Yayınları © 2006

I. Bölüm

 Batı Yogası 

 

1. Okultizmin çok az öğrencisi kendi geleneklerinin fışkırdığı pınar hakkında doğru dürüst bir şeyler bilir. Çoğu, bir Batı Tradisyonu olduğunu bile bilmez. Akademisyenler, hem kadim hem modern inisiyelerin ardına gizlendikleri kasıtlı perdeler ve engeller karşısında şaşkına düşüp literatürün bize kadar ulaşmış olan birkaç parçasının ortaçağ kalpazanlığı olduğu sonucuna varıyor. İnisiyelerin elinden çıkmasına asla izin verilmeyen metinlerle desteklenen ve sözel bir gelenekle tamamlanan bu parçaların, bugüne dek inisiyasyon okullarınca elden ele geçirildiğini ve Batı Yoga’sının pratik çalışmasına temel olarak kullanıldığını bilselerdi, çok şaşırırlardı.

2. Evrimsel kaderleri fiziksel planı fethetmek olan ırkların adeptleri kendi özel toplumsal sorunlarına ve özgün ihtiyaçlarına uyarladıkları kendilerine ait bir Yoga tekniği geliştirmişlerdir. Bu tekniğin temeli, sık sık ardından bahsedildiği halde pek anlaşılmamış İsrail İrfanı Kabalaya dayanır.

3. Batı uluslarının kendi mistik tradisyonları için İbrani kültürüne gitmeye neden gerek gördükleri sorulabilir. Bu soruya verilecek olan cevap, ırklar ve alt-ırklarla ilgili ezoterik öğretiyi bilenlerce hemen anlaşılacaktır. Her şeyin bir kaynağı olmalıdır. Kültürler hiçlikten çıkmazlar. Kültürün her yeni aşamasının tohum taşıyıcıları mecburen daha önceki bir kültürün içinden çıkar. Pavlus’un ve İsa’nın Yahudi olduğu gerçeğini hatırlayan hiçbir kimse, Avrupa ruhani kültürünün rahminin Yahudilik olduğunu inkâr edemez. Yahudilik dışında hiçbir ırk, bu yeni dalın aşılanacağı gövde olamazdı; çünkü başka hiçbir ırk tektanrıcı değildi. Kamutanrıcılık ve çoktanrıcılık vaktini doldurmuş, yeni ve daha ruhani bir kültür doğmak üzereydi. Doğunun Budist ırkları kendi dinlerini nasıl Hint kültürüne borçluysa, Hıristiyan ırklar da dinini Yahudi kültürüne borçludur.

4. İsrail mistisizmi modern batı okültizmine bir temel sağlar ve bütün seremonilerin dayandığı teorik temeli oluşturur. Ünlü glifi Hayat Ağacı, sahip olduğumuz en iyi tefekkür sembolüdür, çünkü en kapsayıcı olanıdır.

5. Amacım Kabalanın kaynaklarının tarihsel bir incelemesini yazmaktan ziyade, Gizem Okullarının modern öğrencilerinin Kabalayı nasıl kullandıklarını göstermektir. Sistemimizin kökleri her ne kadar Yahudi tradisyonunun içerisinde bulunsa da, bu tradisyonla sınırlı kalmamız için hiçbir neden yoktur. Fiilen uygulanan bir teknik gelişen bir şeydir, çünkü her uygulayıcının tecrübesi onu zenginleştirir ve ortak mirasa katkıda bulunur.

6. İsa’dan önce yaşayan Hahamların belli görüşlere sahip olması, bizi bazı şeyleri yapmaya veya kimi fikirlere sahip olmaya mecbur bırakmaz. Dünya o günden bu yana dönmeye devam etmiştir ve bugün yeni bir dal filizlenmektedir. Fakat bir vakitler ilkede doğru olan bugün de ilkede doğru ve bizim için değerli olacaktır. Modern Kabalacı kadim Kabalacının mirasçısıdır, fakat eğer kendisine kalan mirasın herhangi bir uygulamalı değeri olacaksa, tekniği mevcut dönemin ışığında yeniden formüle etmelidir.

7. Öğrendiğim haliyle modern Kabala öğretilerinin Hıristiyanlık öncesi hahamlarınki ile aynı olduğunu iddia etmiyorum, fakat onların meşru torunları ve doğal gelişimi olduğunu iddia ediyorum.

8. Kaynak ne kadar yakınsa su o kadar temizdir. İlk ilkeleri keşfetmek için pınarın başına gitmeliyiz. Fakat akan bir nehre birçok su karışır; bunlar illa da kirli sular olmak zorunda değildir. Saf olup olmadıklarını anlamak istiyorsak onları pınarın suyuyla karşılaştırırız; eğer bu testi geçerlerse, suyun ana gövdesine karışıp onu güçlendirmesine izin vermek akıllıcadır. Bir tradisyonun durumu da böyledir; onunla çatışmayan sindirilir. Doğrudur, bir tradisyonun saflığı her zaman ilk ilkelere bakılarak sınanmalıdır; fakat bir tradisyonun canlılığına da onun sindirme gücüne bakarak karar verilmelidir. Yalnızca ölü bir inanç, çağdaş düşünceden etkilenmez.

9. Köken İbrani mistisizmi nehrine birçok dere karışmıştır. Sürüsünün ortasındaki çadırında İbrahim’in Tanrı’nın sesini duyduğu yer olan Kalde’nin [Kıldanilerin ülkesi] yıldızlara tapan göçebeleri arasında Kabalanın yükselişini görüyoruz. Fakat İbrahim, devasa biçimlerin ancak yarı yarıya göründüğü gölgeli bir geçmişe sahipti. “Babasız, anasız, atasız doğan” gizemli bir büyük Rahip-kral figürü, vadideki Krallarla, “İsrail’de kral olmadığı vakitlerde hüküm süren, krallığı dengesiz kuvvetten oluşan” kötü Edom Krallarıyla olan savaştan sonra ona, Aşai Rabbaniye benzer ilk ekmek ve şarap ayinini göstermiştir.

10. İsrail prensleriyle Mısır’ın Rahip-kralları arasında her kuşakta ilişkiler görüyoruz. İbrahim ve Yakup oraya gider; Yusuf ve Musa soylu adeptler divanıyla yakın ilişki içindedir. Süleyman’ın eski Sur şehri kralı Hiram’dan Tapınak’ın inşasında malzeme ve insan desteği istediğini okuduğumuzda, meşhur Sur Gizemleri’nin İbrani ezoterizmini derinden etkilemiş olması gerektiğini; Daniel’in Babil saraylarında eğitildiğini okuduğumuzda, İbrani İlluminati’sinin Babil Maji irfanına ulaşabildiğini anlıyoruz.

11. İbranilerin bu kadim mistik tradisyonu üç metne sahipti: Eski Ahit diye bildiğimiz Peygamberler ve Kanun Kitapları; bu kitaplara dair eğitimli insanların yorumlarını içeren Talmud ve onun mistik yorumu Kabala. Bu üçü için kadim Hahamlar, ilki geleneğin vücududur, ikincisi akılcı ruhudur, üçüncüsü ölümsüz tinidir, der. Cahil ilkini okumaktan kâr eder; eğitimli ikincisini inceler; ama bilge üçüncüsünü tefekkür eder. Hıristiyan tefsircilerin Eski Ahit’in anahtarlarını Kabalada aramamış olması, dolayısıyla tuhaf bir şeydir.

12. İsa’nın yaşadığı dönemde Filistin’de üç dini düşünce okulu vardı: İncil’de sık sık bahsedilen Farisiler ve Sedusiler ile asla adı geçmeyen Eseniler. Ezoterik tradisyonun iddiasına göre Yusuf oğlu Isa, yirmi yaşında tapınakta konuşurken onu işitip kabiliyetini anlayan Yasa’nın bilgili uzmanları tarafından İsrail’in mistik tradisyonunda eğitilmek üzere Ölü Deniz yakınlarındaki Eseni cemaatine gönderilmiştir. Otuz yaşında misyonuna başlamadan önce Ürdün’de vaftiz olmak için Yahya’ya gelene kadar orada kalmıştır. Bunlar bir yana, İsa’nın Duası (Lord’s Prayer) kapanış cümlesi saf Kabalacılıktır.  Bu duayı kim formüle ettiyse İsa’nın Kabalası’nı biliyordu.

13. Hıristiyanlığın ezoterizmi, Yunan ve Mısır düşüncesine çok şey borçlu olan Gnosis’tedir. Pythagoras’ın sisteminde Kabalacı ilkelerin Yunan mistisizmine uyarlanmasını görürüz.

14. Hıristiyan Kilise’nin ekzoterik, devletçe örgütlenmiş kesimi, gnosisi insanlığın hafızasından silmek için giriştiği zahmetli uğraşta gnostik literatürden kalan her izi bulup yok etmiştir. Tarihçiler büyük kütüphanenin yazmalarının altı ay boyunca İskenderiye’nin hamamlarını ve fırınlarını ısıttığını kaydetmiştir. Kadim bilgelikteki ruhsal mirasımızdan geriye çok az şey kalmıştır. Toprağın üzerindeki her şey yakıp yıkıldı, ancak kumun yuttuğu antik anıtların kazıları sayesinde bugün bu bilgeliğin parçalarını yeniden keşfedebiliyoruz.

15. Kilise iktidarının zayıflama belirtilerini gösterdiği on beşinci asırdan sonradır ki insanlar geleneksel İsrail İrfanını kağıda dökmeye cesaret edebilmiştir. Akademisyenler yeni metinlere kaynak olan daha eski metinleri bulamadıkları için Kabala’nın ortaçağ kalpazanlığı olduğunu ileri sürmektedir; oysa ezoterik kardeşliklerin işleme tarzını bilenler, koca bir kozmogoni ile psikolojinin inisiye olmayana hiçbir anlam ifade etmeyen bir glifle anlatılabileceğini bilir. Bu tuhaf haritalar sözlü bir açıklamayla kuşaktan kuşağa aktarılabilir ve doğru yorum asla kaybolmaz. Kavranması güç bir noktayla ilgili şüpheye düşülmesi halinde, kuşaklarca süren tefekkürün glifin ruhuna işlemiş olduğu anlam yine tefekkür yoluyla ortaya çıkarılabilir. Mistiklerin çok iyi bildiği bir gerçek vardır ki, geçmiş tefekkürlerin bazı fikirleri ilişkilendirmiş olduğu bir sembol üzerinde tefekkürde bulunmak, kendisine sözel bilgiyi “ağızdan kulağa” almış olanlarca hiçbir açıklama yapılmamış olsa da, bu fikirleri ulaşılır kılar.

16. Kilisenin örgütlü dünyevi gücü bütün rakipleri uzaklaştırmak ve izlerini yok etmek için kullanılmıştır. Karanlık çağlarda ne tür mistik tradisyon tohumlarının yeşerip yok edildiği hakkında çok az şey biliyoruz; fakat mistisizm insanın özünde vardır, kilise her ne kadar grup ruhundaki tradisyonun köklerini tümüyle yok etmiş olsa da, onun kanatları altında barınan kimi adanmış ruhlar, ruhun Tanrı’ya ulaşma tekniğini yeniden keşfetmiş ve Doğu’nun Bhakti Yoga’sına yakından benzeyen kendilerine özgü bir yoga geliştirmiştir. Katolik literatür mistik teoloji incelemeleri bakımından çok zengindir. Bu incelemeler yüksek bilinç durumlarıyla pratik bir yakınlığı açığa çıkarmakla birlikte, ham bir psikoloji anlayışı sergilemekte ve tradisyonun tecrübesinden faydalanmayan bir sistemin yoksulluğunu sergilemektedir.

17. Katolik Kilise’nin Bhakti Yoga’sı huy bakımından kendini adamaya yatkın olup kendisini en kolay sevgi dolu feragat yoluyla ifade edenlere uygundur. Fakat herkes böyle değildir, Hıristiyanlığın kendi cemaatine başka bir sistem sunamaması talihsizliktir. Hoşgörülü ve bilge Doğu çeşitli Yoga yöntemleri geliştirmiştir; her bir yoga tekniğini uygulayan diğerlerine karışmamakla birlikte, hiçbiri diğer tekniklerin de Tanrı’ya ulaşmanın bir yolu olduğu inkâr etmemiştir.

18. Teolojimizdeki bu acınası sınırlamanın bir sonucu olarak birçok Batılı hevesli, Doğu yöntemlerini benimsemektedir. Doğu şartlarında yaşaması ve yakınında bulunan bir gurunun nezaretinde bulunması mümkün olanlar için bu durum tatmin edici olduğunu kanıtlayabilir, ne var ki bir kitaptan başka hiçbir rehber olmadan söz konusu tekniğe uygun olmayan Batı şartlarında takip edilen çeşitli sistemlerin olumlu sonuçlar verdiğine nadiren rastlanmaktadır.

19. İşte bu nedenle beyaz ırklara, takdire şayan ölçüde onların fiziksel yapılarına uyarlanmış olan geleneksel Batı sistemini öneriyorum. Sonuçları çabuk alınmaktadır ve uygun bir nezaret altında yapıldığında, uygunsuz sistemler kullanıldığında sık sık gözlemlendiği üzere zihinsel ve fiziksel dengeyi bozmak yerine, eşsiz bir canlılık üretmektedir. Hayat iksiri tradisyonuna yol açan da bizzat adeptlerin bu canlılığıdır. Kendi dönemimden adept demekle tereddüt etmeyeceğim birkaç insan tanıyorum; bu insanların hepsinin de sahip olduğu tuhaf bir biçimde yaş göstermeyen canlılıklarını hep çarpıcı bulmuşumdur.

20. Öte yandan, Doğu Tradisyonunun bütün gurularının her zaman ileri sürdükleri şeyi onaylamaktan başka bir şey yapamam: bütün psiko-ruhsal gelişim sistemleri ancak tecrübeli bir öğretmenin kişisel nezareti altında düzgün ve emniyetli bir biçimde uygulanabilir. Bu sebeple, her ne kadar bu sayfalarda mistik Kabala’nın ilkelerini verecek olsam da, kendi inisiyasyonumun zorunlu şartları bunu yapmamı yasaklamamış olmasına karşın mistik Kabala uygulamasının anahtarlarını vermemin kimsenin faydasına olacağını sanmıyorum. Fakat yine, okuyucunun karşısına kasıtlı engeller ve yanlış bilgiler çıkarmanın adil olduğuna inanmıyorum. Bütün bilgim ve inancımla burada verilen bilgilerin eksik olsa da kesin olduklarını söylemek isterim.

21. Gizlenmiş İhtişamın Otuz-iki Mistik Yolu hayat yollarıdır ve onların gizemlerini açığa çıkarmak isteyenler bu yollardan geçmelidir. Ben nasıl eğitildiysem, disipline tabi olmak isteyen herkes eğitilebilir ve sabırsız arayıcıya yolu göstermekten yalnızca memnun olurum.

[Ana Sayfa ][Yazılar